Beşiktaş Başkanı Hasan Arat, siyah-beyazlı kulübün divan kurulu toplantısında, yaptıkları faaliyetleri ve eski yönetimler nedeniyle kendilerinin ve kulübün yaşadığı sıkıntıları açıkladı.
Hilton Bosphorus Otel’de gerçekleştirilen 2024 yılı 1. olağan divan kurulu toplantısında konuşan Arat, göreve geldikleri 95 günlük süre içinde yaptıklarının video sunumunu gerçekleştirdi.
Arat, siyah-beyazlı kulübün olağanüstü seçimli genel kurulu öncesinde Beşiktaş’ın bir yol ayrımına geldiğini söylediğini hatırlatarak, “Son 23 yılda kurumsal birikimimizi bitiren anlayışa son vermemiz gerektiğini vurgulamıştım. Bugün az bile söylediğimizi fark ettik. 3 Aralık’taki seçimle Beşiktaş’ın kaderini değiştirdiniz. Beşiktaş üzerinden nüfuz kurma dönemi bitmiştir. Camia uyanık ve aktif olursa benzer durumlara asla düşmeyiz. Beşiktaşlılar kulübe sahip çıkmalı ve gelişmeleri yakın ilgiyle takip etmeliler.” diye konuştu.
Siyah-beyazlı kulübün yaklaşık 1 milyar 400 milyon lira faiz gideri olduğunu kaydeden Arat, Beşiktaş’ın yeni kaynaklar üretmesi gerektiğini söyledi.
Göreve başladıktan sonra CAS davalarıyla karşılaştıklarını aktaran Arat, “Victor Ruiz ile 2019’da 3 yıllık sözleşme imzalanıyor. 489 bin avro maaşını süresinde alamadığı için tek taraflı feshediyor ve CAS’a gidiyor. Beşiktaş, 2 milyon 728 bin avro ceza ödüyor. Bu, bir aylık futbol takımı maaşına denk geliyor. Bu cezayı ödedik ve dosyayı kapattık. Tyler Boyd da dava açtı. CAS’ta dava görülüyor. 425 bin avroluk bir dava. 1 milyon avroluk bir riski var. Bir sporcumuzun locası var, locası nedeniyle kulübü icraya veriyor. Sonra kulüp, o sporcuyla jübile yapmak üzere sözleşme imzalıyor. Şu anda o oyuncuya 500 bin lira para ödeniyor.” diye konuştu.
Emrecan Uzunhan ve Kerem Atakan Kesgin transferlerine değinen başkan Arat, “Yüzde 50 bedeli 2 milyon avro olan bir oyuncu, 5 yıllığına transfer ediliyor. Toplam 270 dakika oynamış. 2 milyon avronun 840 bin avrosunu biz ödedik geldiğimizde. Niye alındı, kimse bilmiyor. Bir oyuncumuz bize karşı oynarken yedek kulübesinde sarı kart gördü. 5 yıllık sözleşme imzalanmış ikisiyle de. Bunların hepsini ödeyeceksiniz, ödememe şansınız yok. Hem kiralık veriyorsunuz hem de üstüne para veriyorsunuz. Besar Gudjufi diye bir oyuncu var. 5 yıllığına 600 bin avroluk anlaşma yapılmış, kim olduğunu kimse bilmiyor. Her ay maaşını alıyor. Neden, nasıl alındığını bilen yok.” ifadelerini kullandı.
“Menajerlerin kulübe girişini yasakladık”
Teknik direktör Fernando Santos’un takımın başına geldiği süreci anlatan Arat, şunları kaydetti:
“Antrenör değişikliği yaptık ve bizi paramparça ettiler antrenör gelmedi diye. 15 antrenörle görüştük ve Santos’ta karar kıldık. Santos’u getirdikten sonra transfer dönemi girdi. Avrupa’daki gelişmeleri izledik. Avrupa’da son derece kısıtlı imkanlar vardı ara dönem olduğu için. Bize önerilen oyuncuları söylediğimizde Santos, ‘Ben onları oynatmam. Semih, Demir Ege onlardan daha iyi.’ dedi. Menajerlerle görüştük, çok nahoş cevaplar almaya başladık. Menajerlerle ilişkimizi sordum, ‘İyi değil.’ dediler. Menajerlere 10 milyon avroya yakın borcumuz varmış, çoğu bizimle çalışmak istemediğini söyledi. Vida’nın menajeri dava açtı biz geldikten sonra. İnanılmaz ilişkiler ve çelişkiler var. Menajerlerin kulübe girişini yasakladık. İlk önce sosyal medyaya isim atıyorlar. O sosyal medyada ismi yazılan oyuncular ertesi gün gazetelerde yer alıyor. Oyuncuların fiyatı yükseliyor. Menajerler her şeyi organize ediyor ve Beşiktaş’ı oyuncuyu almak zorunda bırakıyorlar.”
Kadro dışı bırakılan oyuncularla ilgili o dönemki teknik direktörün haberinin olduğunu söyleyen Arat, “Karar sonrası çok eleştirildik, hocanın haberi vardı. Bunu yapmak zorundaydık. Çünkü Beşiktaş’ta disiplin bitmişti. Büyük sıkıntı vardı. Bir oyuncu, diğer oyuncuya ‘Şu maçta oynama.’ diyebiliyordu. Kadro dışı bırakınca menajerleri devreye girdi, Bailly’i hemen yolladık ve 3,5 milyon avro karımız oldu. Onana ile 4 yıllık anlaşma yapmışız, 10 milyon avro maliyeti var. Rosier’i kiraladık. Bu 3 kişiden 5 milyon 375 bin avro tasarruf oldu. Oyuncuları affetmek gibi bir durumda bulunmadık, hoca ‘Faydalanabilirim.’ dedi ve oynamaya başladılar.” şeklinde konuştu.
Türkiye Futbol Federasyonunun (TFF), kulübün haklarını koruma çabalarına ceza ile karşılık verdiğini belirten Arat, “Galatasaray maçı sonrası yaptığımız açıklamadan dolayı bana ve kulübe ceza kestiler. Bizim kullandığımız lisanda bir şey yok. ‘Colley’e VAR’dan çağırıp kırmızı veriyorsunuz, Cenk’in pozisyonunda niye çağırmıyorsun?’ diyoruz. Ben kulübün hakkını arayamayacak mıyım? Hakkımızı arayınca ceza üzerinde duruyorlar. Beşiktaş hakkını aramaya devam edecek, hiçbir şekilde geri adım atmayacağız.” ifadelerini kullandı.
Eski yönetimin görevden ayrılmadan önce tüm alacaklarını tahsil ettiğini söyleyen Hasan Arat, “İki gün kala tüm yönetim kurulu, alacaklarını almış. Sayın başkan da almış 2 milyon 970 bin lirasını. O senetlerden arkadaşlara paralar verilmiş. Hiçbir yöneticiye kur farkı hariç borcu kalmamış.” dedi.
Ernst and Young ve KPMG raporları
Siyah-beyazlı kulüpte eski dönemleri inceleyen denetleme raporları ile ilgili konuşan siyah-beyazlı kulübün başkanı, şunları kaydetti:
“Ernst and Young raporu, KPMG raporu verildi mi, dedim. Hiç cevap veremediler. ‘Bu rapor başkanda ve ikinci başkanda.’ denildi. Bu rapor ortada yok. ‘Bize böyle bir rapor gelmedi.’ dendi kulüpten. Ernst and Young’a ‘Raporu yollayın.’ dedik, ’10 yıl geçti imha ettik.’ dediler. Beşiktaş Kulübünde rapor yok. ’80 bin doları aldın, raporu kime teslim ettin?’ diye soruyoruz, cevap yok. 10 seneden beri uyutulduk. Ernst and Young raporu olmadığı gibi Yargıtayın kararları sonrasında eski başkan ve TFF başkanıyla helalleşme sözleşmesi imzalandı. Beşiktaş, bütün haklarından vazgeçiyor. Bunları açıklamak zorundayım. Hem rapor yok hem mahkeme kararlarını bilmiyorsunuz bir de eski başkanla feragata birlikte imza atıyorsunuz. Beşiktaş’ta bu işler bitecek. Bunların takipçisi olacağız. KPMG raporunu İçişleri Bakanlığı müfettişleri inceliyor. Yeni yasayla bu raporlar Spor Bakanlığına gidiyor. Bir önceki başkan ve yönetimine davalar açılıyor. Davaların çoğu zaman aşımına uğruyor. Ne olduğu belli değil.”
Siyah-beyazlı kulübün meşhur ‘Fulya davası’ ile ilgili de konuşan Arat, şunları aktardı:
“Stadın çatısı konusu var. Ne çatıymış bu çatı. Neler var neler. Sesin neden içeride kalmadığını öğrendik. Çatıda orijinal kullanılması gereken malzeme yerine ucuz malzeme kullanılmış ama biz aynı parayı ödemişiz. Ortada firma yok, danışmanlık verenler de yok. Fulya’nın elektriği ağustostan beri ödenememiş. Üç gün sonra ödemezseniz keseceğiz diye ihtarname geldi ama elektrikler kesiliyordu edebiyatı yapmadık. Aşçıoğlu’nu kulübe davet ettim, bir toplantı yaptık. Kira artışı söz konusuydu. ‘Kira artışı istemiyoruz, çıkmanızı istiyoruz.’ dedim. ‘O bina, bizim binamız.’ dedim. Demirören burayı 25 senelik kiralamış, parasını almış. ‘Bize bu binayı geri verin, Beşiktaş’ta artık Fulya meselesi bitsin.’ dedim. Bana mesaj yolladı, ‘Çıkmak dahil her şeyi konuşabiliriz.’ dedi.”
Arat ayrıca genç golcü Semih Kılıçsoy’u divan kurulu üyelerine alkışlattı.