MELTEM KARAKAŞ
Sebze yemeklerinin bile lüks haline geldiğini söyleyen Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği öğrencisi Berfin Balsak, “Yeterli beslenemiyoruz. Et, tavuk yemek artık bizim için çok büyük bir lüks. Onun dışında sebze yemekleri bile bizim bütçemizi o kadar zorluyor ki birçoğumuz öğün atlayarak yaşıyoruz. Günde bir öğün yiyerek, iki öğün yiyerek ki bu da genelde makarna, çorba gibi en minimum ne yiyebiliriz diye düşünüyoruz. Birçoğumuz öğün atlayarak yaşıyoruz” dedi.
Ekonomik kriz ve geçim sıkıntısı nedeniyle okuldan daha çok işe gitmek zorunda kalan üniversite öğrencileri, başta kiraları olmak üzere, temel ihtiyaçlarını karşılayamaz noktaya geldi. Eskişehir Osmangazi Üniversitesi Özel Eğitim Öğretmenliği 3’üncü sınıf öğrencisi Berfin Balsak, birçok öğrencinin öğün atlayarak yaşadığını söyledi. Kendisinin de haftanın 6 günü işe gitmek zorunda olduğunu belirten üniversite öğrencisi Berfin Balsak, çalıştığı için derslerine de gerektiği kadar vakit ayıramadığını ifade etti. Eskişehir’de Anadolu Üniversitesi Resim Öğretmenliği 3’üncü sınıf öğrencisi Büşra Demir ise bütçesine uygun bir ev bulamadığı için her gün farklı bir arkadaşının evinde kalmaya başladığını söyledi.
“KYK YURTLARI YETERLİ DEĞİL”
Üniversite öğrencisi Büşra Demir yaşadıkları sıkıntılara dair şunları söyledi:
“Ben aslında birkaç ay öncesine kadar yurtta barınmaya çalışıyordum ama yemekleri vs şikayet ettiğim için yurt yönetimi tarafından defalarca uyarıldım. Şu an yurtta kalmıyorum. Geçtiğimiz günlerde kağıt geldi. Yurtlarla alakalı şunları söyleyebilirim: Şu an her 100 öğrenciden sadece 8’i KYK yurtlarında kalabiliyor. Ama buna rağmen yurtlarda 5 kişi kalıyorduk. Bizim odalarımız 4 kişilik odalardı. Bunların sayısı sürekli artıyor. Geç girdiğimizde çoğu yönetici problem ediyor. Ama erkek yurtlarında böyle problemler olmuyor. KYK yurtları yeterli değil. Türkiye’de 800 tane KYK yurdu var. Sürekli ‘yurtların kapasitesini artırdık, şu kadar öğrenciyi yurtlarda barındırıyoruz’ şeklinde açıklamalar yapılıyor ama biz hani fazladan yurt yapılmak yerine bir odaya 6, 7, 8 kişi bazen 12 kişi sığdırmaya çalışıyorlar. Bu da bizim imkanlarımızı daraltıyor. Hijyenik koşullar çok berbat.
“STÜDYO DAİRELERİN KİRALARI BİLE 8 BİN LİRADAN BAŞLIYOR”
Şu an yurtta kalmıyorum. Hem ekonomik olarak benim bütçemi çok fazla zorladı. Ben şu an ev bulmaya çalışıyorum. Arkadaşlarımda kalıyorum. Şu an kalacak yerim de yok. Böyle giderse sokakta kalacağım. Çünkü ev arkadaşlarım da ev sahipleriyle davalık oluyorlar sürekli. Onu çözmeye çalışıyorlar. Genelde onlar da evden atılıyor. Böyle sorunlar da var. Şu an en kötü 20-30 yıllık binalar, 1+1 bile değil stüdyo daireler bile 8-10 bin lira kiraları üniversitelerin olduğu yerlerde. Ben ucuza bir yer bulmaya çalışsam dağın başında olacak. Okula nasıl ulaşacağım? Böyle problemlerim de var. Bunları nasıl çözeceğim ben de hiç bilmiyorum.”
“BİRÇOĞUMUZ ÖĞÜN ATLAYARAK YAŞIYORUZ”
Üniversite öğrencisi Berfin Balsak ise şunları söyledi:
“Biz aslında mecburiyetten evde kalan kesim oluyoruz. 100 kişiden 8’ine yurt çıkıyor. Apartlara gittiğimizde bizden yıllık ücret isteniyor. Çok toplu bir para isteniyor yüksek miktarlarda. Biz de mecburen evde kalıyoruz. Ama evde de şöyle bir sıkıntı yaşıyoruz: Her sözleşme yenilemek istediğimiz zaman ev sahipleri yasaya uygun olmayan zamlar yapmak istiyor. Bu zammı bizden göremediği zaman da baskıyla, mobbingle, tehditle bizi evden çıkarmaya çalışıyorlar ya da sözleşmeye uymayan maddeler öne sürüyorlar. Bizim ev kiramız geçen sene 4 bin liraydı. Ev sahibimiz bir anda 10 bin liraya çıkardı kirayı. Eğer bu kirayı karşılamazsak bizi evden çıkarıp kendisinin o evde yaşayacağını söyledi. Sadece kirayla da kalmıyor. Biz kirayı zaten çok yüksek miktarda para ödüyoruz. Bir çoğumuzun ailesi zaten işçi. Memur da olsa onlar bile zar zor geçinirken bize gönderecekleri maddi imkanlar kısıtlı. Artık dengeli beslenemiyoruz. Yeterli beslenemiyoruz. Et, tavuk yemek artık bizim için çok büyük bir lüks. Onun dışında sebze yemekleri bile bizim bütçemizi o kadar zorluyor ki birçoğumuz öğün atlayarak yaşıyoruz. Günde 1 öğün yiyerek, 2 öğün yiyerek ki bu da genelde makarna, çorba gibi en minimum ne yiyebiliriz diye düşünüyoruz.
“KORKUDAN DOĞAL GAZI AÇAMIYORUZ”
Faturalara devamlı zam geliyor. Doğal gazı açamıyoruz birçoğumuz gelecek faturadan korktuğumuz için. Hijyen malzemelerimizi karşılayamıyoruz. Bunun gibi ekonomik olarak büyük bir sıkıntı yaşıyoruz. En ucuz bulabildiğimiz evler bile çok uzak yerlerde, çok kötü yerlerde. Çok kötü binalarda. Ki onlar bile normal bütçenin çok üstünde kiraları oluyor. Özellikle Türkiye bazında öğrencilerin yoğun olduğu şehirlerde şu an çok fazla zamlar yapılıyor. Birçoğu arkadaşım bu yüzden ev bulamıyor. Başkalarının evinde kalıyor. ya da apartlara gitmek zorunda kalıyorlar ki onlar da aynı şekilde çok pahalı oluyor. 2+1 bir evde 5 kişi kalan arkadaşlarım var ya da 6 kişi. Bir odayı iki kişi paylaşmak zorunda olan, hiçbir ortak alanı olmayan buna rağmen kiramızı çok fazla zorlayan evlerde kalıyoruz şu anda. Evlerimizin hiçbiri konforlu değil.
“HAFTADA 6 GÜN ÇALIŞMAK ZORUNDAYIM”
Okulu bırakan arkadaşlarımız oluyor. Okulu donduran arkadaşlarımız oluyor. Çünkü burada barınamıyorlar. ya da okulunu dondurup çalışmak zorunda kalanlar, okula devam etse bile hiçbir verim alamayan arkadaşlarımız oluyor. Ki bunlardan biri de ben oluyorum. Çünkü haftada 6 gün çalışmak zorundayım. Bunun için çoğu dersime gidemiyorum. Okula zaman ayıramıyorum. Çünkü okuldan çıkar çıkmaz ya da diğer türlü işe gitmek zorunda kalıyorum. Eve gittiğimiz saat çok geç bir saat oluyor.”